Kayıtlar

Kendine Ait Bir Oda Ama Nasıl?

Resim
İlk yayımı 1929 yılında yapılan Kendine Ait Bir Oda için güncelliğini yitirmeyen bir feminist manifesto diyebiliriz. Yayımından bir süre önce Virginia Woolf , kapılarını kadınlara yeni açmaya başlayan Cambridge Üniversitesi’nde kız öğrencilere hitaben “kadınlar ve kurmaca” konusunda bir konferans verir. Kitap bu konferansta yazarın yaptığı konuşma ile şekillenmiş. Kitapta genel olarak, 20. yüzyılın en önemli modernist romancılarından kabul edilen Virginia Woolf’un kadın yazar olarak hem kendi deneyimlerini hem de dünya edebiyat tarihinde kadın yazarların var olma mücadelesi anlatılıyor. Kendine Ait bir Oda’nın üzerine kurulduğu zemini görmek için Virginia Woolf’un hayatına kısaca bir bakmak yerinde olacaktır. Asıl adı Adeline Virginia Stephen olan Virginia Woolf, Victoria Devri’nin tanınmış yazarlarından babası Leslie Stephen’dan etkilenmiş olsa gerek, erken yaşlarda yazar olmaya karar veriyor. Ancak, kendi dönemindeki pek çok kız çocuğunun kaderini paylaşan Woolf, okula gönderilmez v...

Savaşı Sanatla Dillendirmek

Resim
     Suriye’de sekizinci yılına giren iç savaşın yol açtığı mülteci krizi günbegün büyürken Türkiye’ye sığınan mülteciler savaşın açtığı yaraları bir nebze de olsa sanatla sarmaya, duygusal yolculuklarını ev sahibi ülkedeki sanatseverlere ulaştırmaya çabalıyorlar. Türkiye’de yaşayan Suriyeli mülteci kadınların üç aylık bir emek sonucunda ortaya koyduğu sanat eserleri Ankara’da Cermodern sanat galerisinde sergileniyor. Umudun da bir rengi var “Umudun Renkleri” adı verilen sergide 12 Suriyeli kadının, ülkelerindeki savaştan kaçış ve Türkiye’ye sığınma süreçlerindeki deneyimleri ışığında Türk eğitmenlerden edindikleri değişik baskı tekniklerini yaratıcı olduğu kadar dokunaklı şekilde uyguladıklarına tanıklık etmek mümkün. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen proje Türk hükümeti, BM Dünya Gıda Programı ve Türk Kızılay’ı tarafından yürütülen ve yaklaşık 1,5 milyon mülteciye nakit yardımının sağlandığı Sosyal Uyum Yardım (SUY) Programı çerçevesinde uygulandı. Avrupa Birliği...

Minangkabaular: Dünyadaki Anaerkil Tek Müslüman Topluluk

Resim
  Dünyadaki en büyük anaerkil toplum olarak bilinen Minangkabau halkı Endonezya'nın Batı Sumatra bölgesinde yaşamaktadır. Eski volkanik dağların hakim olduğu bir bölgede yaşayan halk, ayrıca adadaki en büyük topluluktur. Müslüman olan Minangkabau halkına Orang Padang (Padang Halkı) da denmektedir. Bugün nüfuslarının 4-5 milyon civarında olduğu biliniyor. Yeryüzündeki diğer Müslüman toplumlardan farklı olarak Minangkabau halkı anaerkil bir yapıya sahiptir. Tabi oldukları kabile hukukuna göre miras anneden kıza geçer. Çocuklar babaların değil annelerinin soyadlarını alır. İslâm’a göre kadının eşinin evine taşınması gerekirken Minangkabau halkı tam tersi bir uygulamaya sahiptir. Erkekler evlenince eşlerinin evine taşınırlar. Elbette kız tarafı için bunun bir bedeli var. Gelinin ailesi evlilik hazırlıkları sırasında damadın ailesine başlık parası vermek zorundadır. Düğünde de damat törenle gelinin evine getirilir yani bildiğimiz ne varsa tam tersi. Evlilik Minangkabau kadınlarına...

Kadın Beyni Daha Aktif

Resim
  Onlarca yıldır süregelen bir tartışma var. Hangi cinsiyetin beyni daha üstün? Aradaki farklar neler? Muhtemelen siz de bunu merak ediyorsunuz. Birçok zaman kadınlar ve erkekler kendi cinsiyetlerinin daha üstün bir beyne sahip olduğuna inanmayı tercih eder. Günümüzde ise herhangi bir cinsiyetin diğerinden üstün olmadığını görüyoruz. Bazı farklılıklar elbette olabilir. Evrimsel süreçte kadınlar ve erkekler farklı roller üstlendi. Bunun doğal olarak bazı sonuçları ve gereksinimleri olacaktır. Bütün bunlar da kadın ve erkeklerin nörolojik yapısına ve işlevine yansımış olabilir.   Kadınlar ve Erkekler Arasındaki Farklar Çalışmanın yürütücü psikiyatrist Dr. Daniel Amen cinsiyet temelli beyin farklarını ortaya çıkarmada çok önemli bir iş başardıklarını belirtiyor. Kadınlar ve erkekler arasında nörolojik farklılıklar alzheimer hastalığı gibi rahatsızlıklarda çok işimize yarayabilir. Ayrıca SPECT gibi beyin görüntüleme teknoloji sayesinde hastalıkları daha iyi anlayabilir ve da...

Kuran ve Kadına Dair Bir Kavram: Kuran'da Kadın İçin Neden Tarla Denir?

Resim
 Kuran’ı reddetmek için akılcı sebepler bulamayanların başvurduğu demagojilerden biri de Kuran’da kadınla ilgili bir ayette “tarla” ibaresinin geçmesidir.   "Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak güzel davranışlar) takdim edin. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki elbette O’na kavuşucusunuz. İman edenlere müjde ver." [Bakara Suresi (2/223]   Ayette geçen tarla kelimesine karşı çıkışın bilimsel olarak geçerli hiçbir sebebi yoktur. Çünkü bilimsel olarak gerçekten de kadınlar erkeklerin tarlasıdır. Neden mi? Tarlanın özelliği toprağın içine atılan tohum sonucu tohumun toprağa kök salıp topraktaki besinleri alarak en sonunda topraktan dışarı çıkıp meyve vermesidir. Ayette de Allah cinsel birleşmeden bahsetmektedir. Cinsel birleşme sırasında erkek sperm hücrelerini kadın vücuduna aktarır. Bu adeta tohumun toprağa ekilmesi gibidir. Sonra iki yumurta hücresinin birleşmesiyle oluşan zigot anne rahmindeki ...

Buhranlarımız'dan: Kadın Hürriyyeti

Resim
 Said Halim Paşa'nın en önemli eserlerinin bir arada bulunduğu Buhranlarımız ve Son Eserleri kitabının "Kadın Hürriyyeti" başlıklı yazısından alıntıdır.       Sosyal çöküşümüzün en tehlikeli neticelerinden birini de bazı kadınların iddiaları teşkil ediyor.   Günümüzde bazı kadınlar, örtünmeyi terk etmek, daimi olarak erkeklerle bir arada bulunmak, hürriyet ve serbestlik elde ederek Batı kadınları gibi yaşamak istiyorlar. Bunlardan evlenenler, kocalarının hâkimiyetini tanımadığı gibi, genç kızlar da ebeveyninin vesayetine tahammül edemiyorlar. Bu gibi kadınlar artık hür olmak, istedikleri gibi hareket etmek, yaptıkları şeyler için kimseye hesap vermemek arzusu ile doludurlar.mBu feminist kadınların, bu gibi iddia ve istekleri, bazı erkekler tarafından da doğru bulunarak destekleniyor.                 Bu erkekler de, erkeklerin tahammül olunmaz istibdadına son verilerek, kadınların i...

Türk Sinemasının Takdire Şayan Kadın Yönetmenleri

Resim
Oscar'larda bu yıl hiç kadın yönetmen aday olmaması oldukça konuşuldu ve tepki çekti. Dünya piyasasında bile böyle şeyler söz konusuyken bizde durum nedir peki? Sinemamızın kadın yönetmenlerini, filmleriyle birlikte inceliyoruz. Bu seneki en iyi yönetmen Oscar adaylıklarında hiçbir kadın yönetmene yer verilmedi Bu arada 2019 yılında da bir kadın yönetmen adaylar arasında yoktu. en son 2018 yılında Greta Gerwig, Lady Bird filmiyle bu kategoride dört erkeğin arasında tek başına aday gösterildi. Ve işin en ilginç tarafı ise Oscar'ı kazanan ilk kadın yönetmenin 2010 yılında kadar beklemek zorunda kalışıdır. Kathryn Bigelow, Irak savaşında bir bomba imha ekibinin başından geçenleri anlattığı The Hurt Locker filmiyle en iyi yönetmen Oscar'ının sahibi olmuştu. Meseleyi biraz daha kurcalamaya devam edelim. Bugüne kadar en iyi yönetmen Oscar'ına aday olabilmiş sadece beş kadın yönetmen bulunmakta. İlki 1976 yılında seven Beauties filmiyle Lina Wertmüller, ardında...